Paylaşmak Güzeldir..

Dedem naylon diyemezdi leylon derdi.
Kendimi bildim bileli naylon’la savaşırım sokakta bulduğum poşet,plastiği mümkün olduğunca alır çöpe atarım. Öyle ki 1997’de Manavgat sorgun ormanında çöpten çok rahatsız olmuştum parayla adam tuttum, traktör kiraladım dört traktör çöp toplatmıştım. Oturduğum sokakta her daim çevre temizliği yapar çöp kutusuna atarım naylonları. Köyüme gittiğim zaman köylerde çöp toplama sistemi de yok her taraf naylon çöp içinde tırmıkla toplar yakarım naylonla savaşırım. Bir pikniğe gittiğim zaman önce çevredeki naylon çöpleri temizlerim. Çöp toplama kıskacını arabamdan eksik etmem O derece naylonla savaş halindeyim. Kullan at Restorantlardan, Mevlüt ve düğün yemeklerinde plastik kullanılıyor, masa sandalyeler plastik, sebze meşrubat kasaları plastik, Bir de buna çirkin muz seraları eklendi, sahilde şezlonglar plastik, say say bitmez her alana girdi plastik bunun çöpü tüketimde bir işimize yaramadığı için geri dönüşme kazandırmak da çok mümkün değil ülkemizde. Ardımızda çöp yığınları kalıyor endişe verici plastik kullanımı bu kadar yaygın değilken Çöp kamyonu haftada bir gün uğrardı mahalleye şimdi her gün geliyor. Sıradan bir otel her gün kamyonla çöp çıkarıyor. Bu çöpler kolay kolay yok olmuyor hoyratça tüketiyoruz günde üç beş su içiyorsun, plastik dondurma yiyorsun plastik evlerden çıkan atıklar. Bir pazara gidiyorsun yirmi tane naylonla dönüyorsun, sıradan markete gidiyorsun üç beş naylonla dönüyorsun. Buna sağlıklı bir çözüm üretilmezse kaygı verici.Kendi çöpümüzle baş edemezken bir de Avrupa’nın çöpünü alıyoruz iyimi bereket başımızdakiler yerli milli maazallah dünyanın çöpüne mağruz kalacağız. Yoksa siz her an elinizdeki zehirli plastik leylondan korkmuyor musunuz?

TUNCER ATEŞ

You May Also Like

More From Author

+ There are no comments

Add yours