İZ BIRAK

Paylaşmak Güzeldir..
 İz bırak, denizin yaladığı ince kumluklarda ilk yürüyen sen ol ki bir anlık bile olsa izin kalsın. Başkalarının izlerinde kimse kendi izini bulamaz. Cennetler kumluklarında rüzgâr silene kadar da olsa yürü git, iz bırak. İnsanın inanıp da yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Yeter ki insan kendini sevsin, kendine güvensin; su, toprak, hava gibi doğal olsun yeter.   
Tilkilerin adı çıkmış aldatmaya, kandırmaya, çalmaya; kedilerin kötü namıdır nankörlük. Eşek eşekliğini, tilki tilkiliğini, kedi kediliğini biliyor; hayvanlar, hayvanca yaşıyor. Ya insanlar, insanca yaşayabiliyorlar mı? Para, mevki, ihtiras içinde dünyayı sadece kendilerinden ibaret sanıyorlar. İşte insanın insanlık fırtınası. İnsanda bir şey varsa vardır, yoksa da yoktur. On beş yaşındayken bir kamyonetti ulaşım aracım, dünyanın markalarından üstündü benim için. Neptun Halil Ağa çiftliğindeki müstesna tepe köşkte yaşıyorum ama bahçe içindeki ahşap kulübeden farksız benim için. Yani var yok, yok var. Yaşadığım günlük hayat, anlarım, zeybeklerim, imtihanlarım, okumalarım, yazmalarım, yürüyüşlerim... İlk tiyatro denememde oynadığım mezarlıktaki hayalet karakteri, günlük hayatta onlarca şaşkınlıklar içinde aniden ortaya çıkan bir anormal insan hayaleti...  Aslında bu benim gerçek hayatım. Anormalliklerle dolu, sığlıklardaki sıra dışı obruk, dağlar, bayırlar, çaylar... 
 Bazen doğruya ulaşmak için tersinden başlamalısın. Bazen de doğru giderken ummadık, beklemediğin ve seni şaşırtan yanlışlıklar çıkıverir karşına. Bir anda kendini bir sürü terslikler ve yanlışlıklarla boğuşurken bulursun. İşte bu durumda bile yanlışın varsa görüp düzeltebiliyor, gücün ve imkânın nispetinde yanlışları düzelterek doğruya ulaşmalarına katkıda bulunduğuna inanarak, yılmadan, azimle istikbal hedefine ilerleyebiliyorsan işte budur senin yaşam izlerin.
  Yaşadığım hayat bana " Anne ben böyle insan istemiyorum, baba ben böyle insanlık istemiyorum." dedirtti. Evet, hayat benim insanlığımı lağvetti. Kendimi insanlar tarafından silinmiş, ak saçlı edilmiş, üzgün ve şoklar içinde hissediyorum. Evet, karşılaştıklarım bana böyle insandan, böyle insanlıktan ürküntü veriyor, beni yıpratıyor. İşte bu da bende hayatın bıraktığı iz. Öldükten sonra değer bilmek ne işe yarar, kime ne faydası var? Meyvelerimin çekirdekleri meyvelikler yeşertsin, meyvelerini insanlar yesin, insanlıkta izim kalsın istedim. Tabiatın dengesiydi bu özlemim. Yaranamadım ne çare...
        NeHas Yazar Halil YILDIRIM

You May Also Like

More From Author

+ There are no comments

Add yours