Alınmayın sakın kızgın, gergin, öfkeli gibi sitemkârlığıma.
Kabahatin hepsi benim, önce can deyip “hayır” diyemedim sevdiklerime.
Sıcak bir yuvam olsun, davetkar ruhlu güzel sarılsın hayatıma.
Koşa koşa bir an önce gürleyerek güleyim, sevinçle karşılanan yuvamda.
Sabah ayazda gece fırtınayla dalgaların yaladığı sahil kumlukta.
Sınırsız özgürlüğün içinde göğsüme sardığım kamış yeleğime sarılayım.
Gecede üşümeden, yarından korkmadan kargı döşek, ot yorganda yatayım.
Elim uyuşmasının, kalbim sıkışmasının, burnun tıkanmasının nefesleneyim dilediğimce.
Yaşamak istiyorum gönlümce; her halimle denetlemeden, düzeltmeden.
Sakınmak, çekinmek istemiyorum; korkumdan, sevdiğimden, benliğimden, yarimden.
Huzurlu güvenli yuvam sıcaklığında ışıklı bir ev, çağlayan sular, denizler gibi seven.
Olduğum, göründüğüm, pişmanlığım, keşkem, yanlışıyla şartsız hayat arkadaşım.
Yoruldum saflığımdan, öncülükten, aldanmaktan, bencil görünmekten.
NeHaS’ım aslında ben; baba aşığı, can insan yoldaşı, gençliğin yaşı.
Meraklı hal hatır soranlarla yüklüyüm, nadir dinleyen anlayan bulduğumda sevinçliyim.
Gözlerim gönül, duygu, saf his yüklü özelde; anlamsızlığa tükendi takatim.
Sahil kum koy ada kıyı kenar kayalıkları rüzgarla soğuk kuytular oldu yuvam.
Elindeki son kalemi sahil, deniz, kum koy köşkten sundu bir pınar gözlü güzel.
Yosun kokan kayalıkta deniz kızımın alacakaranlıkta gelip ay ışığıyla süzüldüğü ufuktayım.
Ardındaki dikenli kayalık sırtta umutlar yeşeriyor; yarın gelecek özenli sevgi, saygı bağında.
“En yakın sevdiklerimi taşladım, çalkaladım, var olup da yaşam bağlarımda gezindim. Tazelerim içimi dökerek. Kırmak istemeden sevdiklerime kendimi tutamaz akıveririm. İşte böyle bazen üç yirmi bir onu aşmış hayat yıllarımda “hayır” diyemediklerimin ceremesini çekerim. Serilirim doğaya, ovaya, denize. Hava şartları çiçeğim, yeryüzü renklerim, özgür anlarla denklenirim.”
NeHas Yazar Halil Yıldırım
+ There are no comments
Add yours