Paylaşmak Güzeldir..

Paketleri açılmamış, açılmayı bekleyen yepyeni gazeteler..

Gazeteler, hani şu gazete büfelerinde, uzun bir tezgah üzerine düzgün bir şekilde sıra sıra dizilmiş olan ve özlemle yolunu bekleyen okuyucularının alıp okuması için sabırsızlanan günlük gazeteler…

Onlara, bu halleri ile, genellikle değil,her zaman sabahın erken saatlerinde gazete büfelerinin önünde rastlar, oralarda görmeye alışık idik de;

Ben dün bu eski dostları hiç de alışık olmadığımız,bence hiç de yakışmayan, hak etmedikleri bir yerde; Serik meyve ve sebze halin de gördüm..

Yaklaştım, eğilip kokladım, o bazılarını rahatsız eden ama benim çok sevip adeta tiryakisi olduğum mürekkep kokusu yoktu.

Mürekkep kokusu kaybolup gitmiş yerini farklı bir kokuya bırakmıştı

Tarihine baktım çok eski bir tarihti..

O gazetelerin paletleri hiç açılmamış,gazeteler sayfa sayfa açılıp,satır satır okunmamış yani amacına , ulaşması gereken okuyucularına asla ulaşmamıştı..

Her kitap okumayı hak eder, okunmayacak kadar kötü bir kitap yoktur..diye bir söz hatırlıyorum, tıpkı onun gibi okunmayacak kadar kötü bir gazete yoktur da ; gazeteler neden okunmaz oldu?

 İşte asıl cevaplanması gereken soru bu..

Çocukluğumda, gençliğim de ne çok yolunu gözlerdim o gazetelerin, o çizgi romanların.

Bir İstanbul beyefendisi rahmetli Fahri Şenel abinin her sabah , Manavgat köprüsünün hemen başındaki sevimli dükkanında gelen gazete,mecmua paketlerini açmasını sabırsızlıkla beklerdim bir çok gazete , çizgi roman tiryakileri gibi..

Fahri abinin usta elleri ile dakikalar içinde tezgahta yerini alan ve çizgi romanlar,sıraya geçmiş okuyucuları ile buluşturdu..

Gazeteyi, çizgi romanı ilk olarak ele almak,onun taze mürekkep kokusunu burundan içeri çekmek,bir birine yapışmış olan sayfalarını ayırarak ilk okuyucusu olmak ne güzel ve yaşanılası bir duygudur ki bunu ancak yaşayan bilir..

Gazete , kitaplar,romanlar okunmak içindir..

Onların amacı insanlara bir şeyler vermek,verebilmektir de ; meyve sebze halinde gördüğüm bu gazeteler ne yazık ki,kabak, patlıcan kasalarında , kabakları, patlıcanları adeta bir koruma kalkanı vazifesi görerek onları sarıp sarmalamak için kendilerini kilo ile satın alacak ihtiyaç sahibi çiftçileri bekliyor..

Gazete bayilerinden, büfeler den isimleri ile istenilen gazetelerin burada isimleri yoktur..

Burada onlar , cumhuriyet, hürriyet,sabah , gözcü, Manavgat’ın sesi, Akdeniz haber.. gazetesi istiyorum..diye ismen istenmez..

Burada bir paket ,üç, beş paket yada yirmi,otuz ,elli kilo gazete istiyorum…diye istenir yada alıp satılır..

O her zaman sayfa sayfa açılıp,satır satır okumaya alışık,asıl amaçları, görevleri okunmak ve okuyana bir şeyler öğretmek, vermek olan bu gazeteler ne yazık ki tek satırı okunmadan,hatta bu hangi gazete diye merak bile edilmeden birer ambalaj malzemesi olarak kullanılacakları adrese,yeni sahiplerine gitmeyi bekliyorlar..

Neye niyet ,neye kısmet misali..

Kalın Sağlıcakla..

You May Also Like

More From Author

+ There are no comments

Add yours