Kırım Türkleri Manavgat Şubesi Başkanı Dr. Diğdem Başak Başkır Çalışkan Kırım tatar sürgünü ve soykırımın 81.yıl dönümü için genel merkezin bir basın açıklaması yaptığını söyledi.
Kırım Türkleri genel merkezince yapılan yazılı basın açıklaması aynen şöyle;
“Kırım’ın Rus Çarlığı tarafından ilk kez işgal edildiği 1783 yılında yarımadada Kırım Tatarlarının nüfusu toplam nüfusun %96’sını oluşturuyordu. Rusya’nın “Kırım’ı Tatarsızlaştırma” politikası kapsamında başlattığı topraksızlaştırma, zorla din değiştirme, baskı ve zulüm uygulamaları 1783-1922 yılları arasında yaklaşık 1.800.000 Kırım Tatarının Kırım’dan ve Kıpçak’tan zorla göç etmesine neden oldu. Bu yıllar arasındaki zoraki göçlerde on binlerce Kırım Tatarı hayatını kaybetti ve Kırım’da Türk-Tatar nüfus yoğunluğu %30’lara geriledi.
II.Dünya Savaşı’nın sonlarında Kırım’ı Almanlardan geri alan Sovyet Rusya, Kırım Tatarlarının sürgün edilmesi fikrini hayata geçirmek için fırsat buldu. Eli kanlı diktatör Stalin’in 11 Mayıs 1944 tarihinde imzaladığı kararname ile erkeklerinin büyük çoğunluğu Almanya’ya karşı Sovyet Kızıl Ordusu’nda silah altındayken Kırım Tatarlarının büyük sürgünü 18 Mayıs 1944 gecesi başladı. Sürgünün başladığı gece yaklaşık 35.000 Kırım Tatar erkeği Sovyet Kızılordusu’nda cephede savaşıyordu.
Büyük çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 423.100 Kırım Tatarı için istiflenerek dolduruldukları hayvan vagonlarında Sürgün yolculuğu Urallara ve Orta Asya Çöllerine doğru başladı ve en kısa yol 22 gün sürdü. Sürgün yolculuğu boyunca açlık, susuzluk ve hastalıktan binlerce kadın, çocuk ve yaşlı hayatını kaybetti.
Sürgün’de ve sonrasında yaşanan olumsuz koşullardan dolayı 195.471 Kırım Tatarı hayatını kaybetti. Bu, Sürgüne gönderilenlerin %46’sını teşkil ediyordu.
Soykırım’da ve muhacerette hayatını kaybeden atalarımızı rahmetle anıyoruz.
Bugün Ukrayna, Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Kanada parlamentoları 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü’nü “Soykırım” olarak tanıdı ve ilan etti.
Bizler, insan hayatına ve insan haklarına değer veren bütün ülke parlamentolarını Kırım Tatar Sürgününü “Soykırım” olarak tanımaya ve bu iğrenç insanlık suçunun asla unutulmamasını sağlamaya davet ediyoruz.
Günümüzde Kırım yine Rusya devletinin işgali altında ve Kırım Tatarları geçmişte olduğu gibi bugün de baskı ve zulüm altında. Halkımız yine bir soykırım tehdidi ile karşı karşıya.
Tarihimizin bu en acı gününde, bizler, Kırım Tatarları olarak tüm dünyaya sesleniyor ve haykırarak diyoruz ki; “Kırım Tatarlarının millî iradesi olmaksızın vatanımız Kırım’ın kaderine hiç kimse ya da devlet karar veremez!” Çünkü;
Kırım, Kırım Tatarlarınındır.
Kırım, Kırım Tatarlarının tarihi vatanıdır.
Allah, sürgün ve muhaceret şehitlerimizin ve insanlık suçları nedeniyle hayatını kaybeden tüm mazlumları rahmeti ile esirgesin”.
Büşra Deveci / Haber
+ There are no comments
Add yours