Paylaşmak Güzeldir..

Şimdilerde sadece o devirde, o zamanlar da yaşayanların aklında, anılarında kalan Manavgat’ın geniş ovalarında bolca olan koyun, keçi ve sığır sürülerinin bir bölümünü, Kemer köyü sınırları içerisindeki alaylar bölgesinde otlatan beş altı arkadaş, babalarına ait, her biri en azından 300 koyun, keçi,40 ,50 sığırdan oluşan sürüleri hem otlatıp hem de birbirleri ile sohbet ediyorlar, havadan sudan konuşup duruyorlardı.

Uzaktan bir atlı gördüler, buralarda her zaman gördükleri birisi değildi hızla kendilerine yaklaşan bu atlı..

Çok geçmeden yanlarına gelen atlı yüksek sesle selam verip; eyy yörükler, ben atımla lokum, helva satıyorum, lokum helva yemek ister misiniz? diye sordu..

İçlerinden birisi; bizde lokum helva yiyecek para var mı da yiyelim deyince; bu kadar insan da bir kilo lokum, helva alacak para olmaz mı diye cevap verdi ama atına, deeh deyip uzaklaşmaya başladı..

Bu söze alınan, öfkelenen arkadaşlardan birisi; gelin şu adama bir ders verelim hem de doya doya helva, lokum yiyelim dedi .

Hemen bir plan yaptılar ve görev bölümü yaparak planı uygulamaya koydular.

İçlerinden birisi uzaklaşmak ta olan lokum helva tüccarına seslendi, kontrol ettik lokum helva alacak paramız varmış, gel bize lokum ver.. diye seslendi..

Geri dönen atlı tüccar bir kilo lokumu tartıp müşterisine verdi ve parayı beklerken, lokumu alan yörük çocuğu hızla koşmaya başladı. Para bekleyen tüccar çok şaşırmış, ne yapıyorsun, geri gel de paramı ver.. diye bağırdı ama duyan kim dinleyen kim?

Şaşkınlığı geçen tüccar oradaki arkadaşlardan birisine; sen iyi bir çocuğa benziyorsun, tut benim atı da ben şu lokumun parasını alayım. Diyerek atın ipini güvendiği delikanlıya vererek , hızla koşan elinde lokum torbası olanın peşine düştü..

Lokum helva dolu atla baş başa kalan diğerleri, lokumları, helvayı yemeye başladılar.

Bazıları ikişer üçer lokumu ağızlarına doldururken, bazıları da helvayı ceplerine dolduruyordu.

Bir müddet kaçanın peşinde koşan satıcı yorulup pes edince geri döndü ve; kim bu lokum hırsızı, adı soyadı ne kimin oğlu? diye sorunca; biz onu pek tanımayız, o bizim köyden değil, ne adını nede kimin oğlu olduğunu bilmeyiz, o kızılağaç köyünden, kaybettiği devesini aramak için buraya gelmiş.. demişler.

Zaten belli idi sizin köyden olmadığı, teşekkür ederim atımı tuttuğunuz için.. diyerek ayrılmış oradan..

O zamanlar onlu yaşlarda olan bu zamanın yörük çocukları, değerli Kemer köylüler aradan geçen yarım asra yaklaşan zaman da , hayvancılığı bırakıp her birisi farklı meslek dalında ekmeklerini arar olmuşlar, evlenip çora çocuğa karışmışlar da ; yaptıkları bu gençlik oyununu hiç bir zaman unutmamışlar..

Lokum helva satıcısı da komşu köyden birisi olduğu için, yıllar sonra bir araya gelerek, olayı anlatıp o unutulmaz anları tekrar yaşamışlar, hatta bunu yapanların kendileri olduğunu da, ona inandırmakta epeyi zorlanmışlar ama yine de, bazıları para vererek, bazıları da herhangi bir işini yaparak helalleşmişler.

Olayın kahramanlarından bir çoğu ahirete göçüp gitse de, bu hikaye bizim köyde yaşayanlar arasında anlatılır durur..

You May Also Like

More From Author

+ There are no comments

Add yours