Neredeyse yarım asra yakın akşam bir tek çağırır,
Hiç yalan söyledi denmez, riya nedir de bilmez.
Doğanın günleri gibi durmadan akar, durana da şaşar.
Adaleti yaşamak için kendine de dava açar, güldürür.
Hedef, amaç, gaye, hayal uğruna ömrünü de harcar,
İnce yürekli, duygu yüklü, saf berrak bir beyaz tavşandır.
Ağlayan gülen, yoldaşı, duyguları ışıklı arkadaşlar
Aile ata bağına pire için yorgan yakar, kimseye minnet etmez.
Cehennemle korkutup yalanla cennet vadeden Allah tüccarına karşıdır.
Anladığı kendi diliyle yaşamak ister;
İnsan doğası, hava, toprak, su ona yeter.
Çalışkana, dosdoğruya, yarata, üretene, akıl ile bilgiyi arayana aşıktır.
İnsan ise güvenir, sever; insanın yaratığından ürker.
Sevdayı, aşkı, güveni, sevmeyi, sevilmeyi arar; yıldızları yeğler.
Düşle içer, acıyı bal eder; kahkahayla güler, duygulu hisle ağlar.
Kendini yanındakiler bile anlamaz, uzaklar korkar; gerçeğe yaklaşmaz.
Kalemi ile kağıda döker içindekileri, akşamleyin güneş, ay, yıldızlarla dertleşir.
Cenneti doğada, insan doğasının iliklerinde yaşar; adaleti insanda arar.
Akılsız başa taç olmaz, yüreksize ilaç, mayasız, köksüze merhem olmaz.
NeHaS’tır lakabının baş harfleri, damıtılarak mayalanmış, doğmuştur.
Çayır, engin suları, kayan yıldız düşleri; onun özgür, sağlık gözleridir
İşte bu bizim NeHaS Halil Yıldırım’dır.
+ There are no comments
Add yours