Manavgat İlçe Sağlık Müdürlüğü 20 – 26 Mayıs 2024 Dünya Tuza Dikkat Haftası sebebiyle açıklama yaptı. İlçe Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Er’in açıklaması aynen şöyle: “Her yıl yaklaşık 1,89 milyon diyetle ilgili ölümün büyük bir kısmı yüksek kan basıncı ve kardiyovasküler hastalıklar ve bunların iyi bilinen bir nedeni olan aşırı sodyum alımıyla ilişkili olduğu tahmin edilmektedir.” dedi. Küresel ortalama sodyum alımının günde 10,78 g tuz olduğu tahmin edilmekte olup bu miktar fizyolojik gereksinimin çok üzerindedir.
Yetişkinlerde günlük tuz tüketimi 5 gramı geçmemelidir.
Doğal bir mineral olan sodyum, fazla tüketildiğinde kalp hastalığı, felç ve erken ölüm riskini artırır. Toplumların ana sodyum kaynağı sofra tuzu (sodyum klorür) olmakla birlikte sodyum glutamat gibi diğer çeşnilerde de bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sodyum alımının azaltılmasına ilişkin küresel raporuna göre üye Devletlerinin yalnızca %5’i zorunlu ve kapsamlı sodyum azaltma politikalarıyla korunmakta olup DSÖ üye devletlerinin %73’ünün bu tür politikaların eksiksiz bir şekilde uygulanmasından yoksun olduğu görülmektedir. Çoğu ülkenin henüz herhangi bir zorunlu sodyum azaltma politikasını benimsemediğinin belirtildiği raporda sağlıksız beslenmenin, dünya çapında ölüm ve hastalık nedenlerinde ilk sıralarda yer aldığı ve aşırı sodyum alımının da oldukça etkili olduğu belirtilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sodyum alımının azaltılmasına ilişkin küresel raporu, dünya ülkelerinin 2025 yılına kadar sodyum alımını %30 oranında azaltma şeklindeki küresel hedefine ulaşma yolundan saptığını göstermektedir.
Ülkeler, işlenmiş gıdalar için “DSÖ Küresel Sodyum Kıyaslamaları” doğrultusunda sodyum içeriği hedefleri belirlemeye ve bu politikalar aracılığıyla bunları uygulamaya teşvik edilmektedir.
Tuz (Sodyum) tüketiminin azaltılmasına yönelik kapsamlı bir yaklaşım, zorunlu politikaların ve bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesine büyük ölçüde katkıda bulunmakta ve DSÖ’nün sodyumla ilgili dört “en iyi satın alma” müdahalesinin benimsenmesini içermektedir. Bunlar:
Yiyecekleri daha az tuz içerecek şekilde yeniden formüle etmek ve yiyecek ve öğünlerdeki sodyum miktarı için hedefler belirlemek,
Hastaneler, okullar, işyerleri ve huzurevleri gibi kamu kurumlarında tuz veya sodyum açısından zengin gıdaların sınırlandırılmasına yönelik kamu gıda alım politikalarının oluşturulması,
Tüketicilerin sodyum içeriği daha düşük ürünleri seçmesine yardımcı olan paketin ön tarafı etiketleme,
Tuz/sodyum tüketimini azaltmak için davranış değişikliği iletişimi ve kitle iletişim kampanyalarının yapılması.
Ülkemizde de 2011 yılından beridir Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı yürütülmektedir. Bu kapsamda salça, ekmek gibi temel besin maddeleri tebliğlerinde tuz azaltılmış, Sağlıklı Beslenme ve Hareketli hayat İş Birliği Platformu ile paketli gıdalarda ve toplu beslenme yapılan lokanta, pastane gibi işletmelerde üretimde gönüllü olarak tuzun azaltılması gibi çalışmaları yürütülmektedir.
Sodyum alımını azaltmak, sağlığı iyileştirmenin ve bulaşıcı olmayan hastalıkların yükünü azaltmanın en uygun maliyetli yollarından biridir, çünkü çok sayıda kardiyovasküler olayı ve ölümü çok düşük toplam program maliyetleriyle önleyebilir.
Büşra Deveci / Haber
+ There are no comments
Add yours