Paylaşmak Güzeldir..

                                                                                                                                

Çağın Sorunu: Sınırsız Çocuklar!

Son yıllarda birçok aile, çocuklarının zorlayıcı ya da aşırıya kaçan davranışlarını yalnızca çocuğun sorumluluğuymuş gibi değerlendirme eğiliminde. Oysa bu süreçte kendi rollerini gözden kaçırabiliyor ya da fark etmekten kaçınabiliyorlar. Bu durumun en temel nedenlerinden biri, ebeveynlerin sınır koyma konusunda yeterince net ve tutarlı bir yaklaşım sergileyememeleridir.

Peki, sınır nedir?

Çocuklar dünyaya sınırsız bir potansiyelle gelirler. Sınırlar ise onlara hangi davranışların yapılabilir olduğunu, hangilerinin güvenli ya da tehlikeli sayıldığını gösteren bir çerçeve sunar. Çocuğun beklentileri, sorumlulukları ve uygun davranış biçimlerini anlamasına yardımcı olur. Bu sayede çocuk kendisini daha güvende hisseder, ne yöne ilerlemesi gerektiğini bilir ve zaman içinde kendi iç disiplinini geliştirmeye başlar. Bu yönüyle sınırlar, çocuklar için yalnızca bir kural bütünü değil; aynı zamanda temel bir psikolojik ve gelişimsel ihtiyaçtır.

Peki, neden sınır koymakta zorlanıyoruz?

* ‘Kötü ebeveyn’ olarak görülme ya da öyle hissetme korkusu, birçok anne babanın sınır koymaktan kaçınmasına yol açabiliyor.

* Kriz anlarında sadece o anı hızlıca çözmek adına sınırların esnetilmesi, uzun vadede tutarlılığı zayıflatıyor.

* Ebeveynlerin kendi psikolojik ihtiyaçları ve geçmiş deneyimleri de sınır koyma sürecini doğrudan etkileyebiliyor.

* ‘Biz yaşayamadık, bari o yaşasın’ düşüncesiyle çocuklara gereğinden fazla özgürlük tanımak, sağlıklı sınırların oluşmasına engel olabiliyor.

* Ve en önemlilerinden biri, çocukların kendi sorumluluklarını taşıyabileceklerine dair duyulan güvensizlik… Tüm bu faktörler birleştiğinde ailelerin sınır koyma konusunda zorlanması kaçınılmaz hâle geliyor

Etkili sınır nasıl koyulur?

Her şeyden önce, çocukla sınır koymak adına bir güç savaşına girilmemelidir. Unutmamak gerekir ki çocuklar sevilmek, oyun oynamak, koşmak, sormak, keşfetmek, hayal kurmak ve en önemlisi anlaşılmak isterler. Bu nedenle sınır eğitimi, tıpkı bir sarılma eylemi gibi; sevgi ve ilgiyi içinde barındıran, ancak aynı zamanda güvenli bir sınırlama sunan bir süreç olmalıdır.

Sınır koymadan önce çocuğun ihtiyaç ve duygularını anlamak, bunu ona hissettirmek temel bir adımdır. Aksi hâlde sınır koyma çabası çocuğun direnciyle karşılaşır ve tam tersi bir etki yaratır.

Ayrıca anlık rahatlama ya da geçici çözümler uğruna sınırların esnetilmemesi, tutarlılığın korunması açısından altın bir kuraldır. Çünkü tutarlılık, çocuğun hem güven hem de iç disiplin geliştirmesinin en önemli koşuludur.

Sınırlar Nasıl Anlatılmalı?

1. Aşama: Açıklama (Az, Öz ve Somut İfade)

Sınır anlatılırken mümkün olduğunca kısa, net ve somut cümleler kullanılmalıdır. Çocuğun kafa karışıklığı yaşamaması için açıklamalar sade olmalı, soyut ifadelerden kaçınılmalıdır.

Sınır koymadan önce, o davranışın neden önemli olduğundan bahsetmek çocuğun anlamlandırma sürecini kolaylaştırır. Gerekli durumlarda kısa metaforik hikâyeler kullanmak da çocuğun dikkatini toplar ve durumu içselleştirmesine yardımcı olur.

2. Aşama: Anlayış (Duyguyu Yansıtma)

Çocuğun yapmak istediği davranışı anlamak ve bunu ona hissettirmek sınır koymanın temel adımlarından biridir. “Ne istediğini anlıyorum…” gibi ifadeler, çocuğun duygu ve motivasyonunun fark edildiğini gösterir ve iş birliğini artırır.

3. Aşama: Kural (Netlik ve Tutarlılık)

Ebeveynlerin en çok zorlandığı noktalardan biri kural koyma ve bu kuralları uygulama sürecidir. Kural bir kez belirlendikten sonra net, açık ve tutarlı bir şekilde sürdürülmelidir.

Zaman zaman ebeveynlerin kendi ihtiyaç ve rahatlıkları doğrultusunda kuralları esnetmesi, çocuğa da “kural esnetilebilir” mesajı verir ve çatışma riskini artırır.

Kurallara tüm aile üyelerinin uyması ise çocuğa kuralların kişiye özel olmadığını, ev içinde herkes için geçerli olduğunu gösterir. Ayrıca aile bireylerinin kuralları zaman zaman birbirlerine sözlü olarak hatırlatması, bu tutarlılığı olumlu biçimde pekiştirir.

4. Aşama: Alternatif Sunma (Talebi Yönlendirme)

Sınır konulan davranışın ardından çocuğa uygun bir alternatif sunmak oldukça önemlidir. Bu, çocuğun Hayır’ı tek başına bir engel gibi yaşamamasını sağlar ve enerjisinin kabul edilebilir bir yöne yönlendirilmesine yardımcı olur.

Böylece çocuk hem sınırı öğrenir hem de ihtiyacını karşılayabileceği farklı bir yol olduğunu fark eder.

Sınır Çocuğa Ne Kazandırır?

1. Sorumluluk gelişimini destekler:

Sınırlar, çocuğun kendi görev ve yükümlülüklerini üstlenmeyi öğrenmesine yardımcı olur. Böylece çocuk sorumluluk almanın ne anlama geldiğini deneyimleyerek kavrar.

2. Karar verme becerisini güçlendirir:

Çocuk sürece dâhil edildiğinde kendi tercihlerini yapmayı, bu tercihlerinin sonuçlarını değerlendirmeyi ve buna göre hareket etmeyi öğrenir. Bu da sağlıklı karar verme becerisini doğal bir şekilde geliştirir.

3. Özsaygı, öz yeterlilik ve özdenetimi olumlu etkiler:

Net ve tutarlı sınırlar, çocuğun kendine güven duymasını, kendi becerilerine inanmasını ve duygu-davranış düzenleme becerilerini geliştirmesini destekler. Aynı zamanda çocuğun zamanını daha etkili ve verimli kullanmayı öğrenmesine yardımcı olur.

4. Yeni beceriler kazanması için güvenli özgürlük alanı sağlar:

Sınırlar, çocuğa kontrollü bir özgürlük sunarak yeni davranışları denemesi, keşfetmesi ve öğrenmesi için uygun bir çerçeve oluşturur. Bu süreç, çocuğun bağımsız bir birey olarak gelişimini güçlendirir.

5. İş birliğini teşvik eder:

Sınırlar sayesinde çocuk, uyum sağlamayı, ortak kurallara uymayı ve birlikte hareket etmeyi öğrenir. Bu da hem ev içinde hem sosyal ortamlarda iş birliği becerisini destekler.

You May Also Like

More From Author

+ There are no comments

Add yours