Yazacak çok şey var da zaman o zaman, devir o devir değil..
Ağzı olan konuşuyor, sen hangi yüzle konuşuyorsun?
Her şey olmazsa da bazı şeyler, uzun yıllar geçse de unutulmaz da; kısa zamanda hiç unutulmaz..
Tarih kitaplarından okuduklarımız, yanlı yada yanlış olabilir de, son yirmi yılda yaşananlar canlı olarak zihinlerde yaşıyor..

Neler yaşandı neler? Ya da yaşanmayan ne kaldı ki son yirmi yılda?
İşine gelmeyenler unutuldu gitti sanıyor, o işler öyle olmuyor cancağızım..
Unutuldu denilenler bir yerlerde yaşamaya devam ediyor ve zamanı geldiğinde; ben geldim sobee diyerek, ata yurdum Kuyubaşı yaylasının yaz kış demeden esen buz gibi soğuk poyrazı gibi suratına çarpar ait oldukları insanların yüzüne..
Yirmi yıl önce sıradan ve beş kuruşa muhtaç olan insanların şimdilerde holding sahibi olmaları tesadüf değildir, bunların büyük çoğunluğu öyle ya da böyle elde ettikleri makam ve mevkilerdeki güçlerini kendi emellerine alet ederek haksız kazançlar dan elde edilmiş haram mallar mülklerdir.
Her fare gibi bu sahipli farelerde yakalanmış ama onları koruyanlar sayesinde hapse atılmamış sadece görevlerinden istifa ettirilip, görevlerinden uzaklaştırılmıştır.
Suçlu suçludur, hırsız hırsızdır da bazı suçluların bazı hırsızların yargılanmaması, yargılanıp da hapse atılmaması onların suçsuz olduğunu ve ömür boyu yargılanmayacakları anlamına gelmez..
Herkes sırasını, zamanını beklemeli.
Aceleci olmamak gerekir.
+ There are no comments
Add yours