Paylaşmak Güzeldir..

Peygamber efendimiz, hediyeleşin ki aranızda sevgi artsın.. buyurmuştur. Ancak yetkili makamlarda bulunan kişilerin, bu göreve gelmeden önce aralarında hediyeleşme âdeti olmayan kişilerden her ne ad altında olursa olsun; hediye ve bağış kabul etmeleri câiz.. değildir .

İşte uyulması, uygulanması gereken sünnet..

Hani , gerçekler ayrıntılarda saklıdır. .denilir ya ; işte bunda da en son satırlar da saklı..

Hediye alıp vermek güzel ve gerekli de ; bu hediye makam mevki sahibi olunca geliyorsa bunda bir gariplik var .

İlk görev yerim Kahramanmaraş Gazi ortaokulunda bir gün bir öğrencim; öğretmenim size köfte getireceğim ..deyince kırmadım ,tamam getir dedim..

Ertesi gün bir tencereyi getirip spor odasının masasına koydu öğrencim, ben bu kadar köfteyi yalnız başına yiyemem deyip kapağını bile açmadığım tencereyi öğretmenler odasına götürdüm ve; arkadaşlar buyurun köfte yiyelim.. dedim..

Tencerenin kapağını açınca şaşkınlık tan küçük dilimi yutacak bir hale geldim ve istemeden; bu ne diye bağırdım..

Sesime, şaşkınlığıma koşan arkadaşlar; köfte işte, mercimek köftesi.. dediler..

O yıla kadar hiç mercimek köftesi görmeyen ben ; mercimek ten de köfte mi olur, ben iki köfte bilirim birisi ızgara köfte, diğeri salçalı köfte. .dedim.

Bizde mercimek köftesi de var ve de lezzetli dir ..diyen arkadaşlarla birlikte afiyetle yedik o tanımadığım mercimek köftesini..

Yine bir öğlen ,sıra halinde okula giren öğrencilerin ellerinde ki çiçekleri tek tek toplayan Ahmet Çuhadar öğretmen, öyle ayrı ayrı öğretmene çiçek verilmez.. diyerek, bütün çiçekleri öğretmen odasına koymuştu..

Bir gün, okula spor malzemeleri almak için Ankara ya gitmiştim, mağaza sahibi ; hocam kendine bir eşofman ve spor ayakkabısı seç bizim hediyemiz olsun.. deyince, önce alışverişimizi yapalım, sonra bakarız.. dedim..

Malzemelerin fiyatları üzerinde epeyi sıkı bir pazarlık yaptıktan sonra parayı ödedim faturayı aldım ve; ver bakalım bir eşofman takımı ve bir spor ayakkabısı.. deyince; hocam çok pazarlık yaptın , zaten bize bir şey bırakmadın ,veremem.. deyince; biliyorum, sen bana eşofman ve spor ayakkabısını verince  pazarlık yapmayacaktım ve sen istediğin parayı yazacaktın faturaya..

Bir eşofman takımı ve bir spor ayakkabısına satılacak birisi değilim.. ben demiştim o zamanlar..

Şimdilerde, özellikle büyük işyerlerinde, malzeme alışverişi çok olan işletmeler de alım satım müdürleri vardır, bunlar da böyle işler çok oluyor ne yazık ki..

Alım satım müdürlerine verilen her hediye aslında işletmeye yüksek rakamlarla fatura edilir, malzeme satanlar memnun, müdürler memnun, tek zararlı olanlar da, o alım satım müdürlerine verdikleri maaşlarla kazık yiyen işletme sahipleri dir..

You May Also Like

More From Author

+ There are no comments

Add yours