Paylaşmak Güzeldir..

Yüzyıllardan beri var olan zengin değerlerimizi, kültürlerimizi, koruyamıyoruz yok olup gidiyor.
Ekmek parası daha iyi bir gelecek elde etmek için göç eden haklarımızın yer değiştirmesi sonucu örf anene kadim değerlerimiz tek tek yok oluyor doğudan batıya sürekli göç ediyor halklar. Türkiye’nin her yerinden. Avrupa’ya, Amerika’ya, göç var vatandaşlarımız başka ülkede lisan ve adaptasyon sorununa rağmen değerlerinden kolay kolay vazgeçmiyor (İstatistik raporlara göre son zamanlarda en çok Çorumlu ve Ağrılı Amerika’ya göç etmiş) Arkasında ikinci nesil yaşadığı büyüdüğü yeri daha iyi özümseme ve uyum sağlamasından kendi değerlerinden koparılıyor. Göç ettikleri kentlerde kimi yerlerde dernekler kuruyorlar, vakıf kuruyorlar, kendilerini yalnız hissetmemek, bir araya gelebilmek, birbirlerinden haberdar olabilmek, kendi değerlerini yaşamak için. Gel gör ki oda çok fayda sağlamıyor. Gidenlerin bir gün yolu memleketine düştüğünde gördüğü manzara karşısında efkarlanıp şu mısralar dökülür ağzından genelde insanların.
Aslı gurbet harap etti köyümü gel hele gel hele benim köyüme ben ağayım ben paşayım diyenler kapıları kapatmışlar Gel hele gel hele benim köyüme.
Eskiyi hatırlar yaşanmışlıklar Göz önüne gelir.
Artık ne eski düzen ne eski insanlar kalmıştır böylece yok olup gidiyor kültürlerimiz, değerlerimiz.
Eskiden Anadolu’da Düğünler üç gün üç gece davulu zurnalı, yemekli, halaylı eğlenceli olurdu.
Şimdi mahalle arasında gelin almaya gelirken davul getiriliyor on dakika davul sesine tahammülü yok insanların.
Anadolu’da yazın herkes kışa hazırlık yapardı. Bulgur, pekmez kaynatılırdı. Dev bakır sitil kazanlarda, geniş tencerelerde, damlarda çir kurutulurdu. Gıdasını genelde kendisi üretirdi Anadolu insanı yiyecekler lezzetliydi. İnsanlar daha temiz daha sıcaktı. Kendileri eker biçerlerdi bulgur tarladaki buğdaydan, pekmezin üzümü bağlarından, turşunun malzemesi kendi bostanlarından. Sulu ya da kuru bostanlar vardı Dere kenarında imkanı olan yer çevirir bostan yapardı akarsudan istifade etmek için bu imkanı olmayan Kıraç bostan ekerdi. Karpuzu, kavunu çok lezzetli olurdu. Bunların hepsini canlı yaşadım ve günümüzde bu değerlerin hepsi yok oldu. Çünkü köyler boşaldı kıymet değer vardı kimde ne fazla varsa komşularına dağıtır paylaşırdı. Parasız, para yoktu kimse bir çıkar gütmezdi. Nice değerlerimiz varlıklarımız kaybolup gidiyor. Bostan eken babam yetiştirdiği kabağı, karpuzu traktörüne yükler kendi köyünde civar köylere götürür dostlarına ahbaplarına karşılıksız verirdi. Satmayı aklının ucundan geçirmezdi o bir erdemlikti bir değerdi. Şimdi ben egolu her şeyi para gören kimsenin kimseye merhametle bakmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Annem, babam rahmete gitti. Beraberinde köyü de kapattık. Değerlerini ve lezzetlerini de alıp götürdüler nur için yatsınlar rahmete gitmiş tüm Anne, Babalar.

TUNCER ATEŞ

You May Also Like

More From Author

+ There are no comments

Add yours