GERÇEĞE SAYGI

Paylaşmak Güzeldir..


Gerçeğin kendisi senaryodan, kurgudan, hayal gücünden çok daha güçlüdür.
Dün ardımdan yetişen bir hanımefendi “Ben sizi köşe yazılarınızdan tanıyorum. Ama sizinle tanışamadım. Yazılarınız bütünüyle gerçeklerdi. Beğenerek okuyordum ama son birkaç yıldır yazmayıverdiniz.” dedi. “Doğrudur çünkü son yazım, nerden çıktı da, zülfiyare dokundu. İşte bu nedenle geçici olarak son yıllarda mahalli gazetedeki köşemde yazılarımı askıya aldım. Bu ilgisinden dolayı okuması için kitaplarımı kendisine verdim.” Bu hanımefendi iki gün sonra eşi ile Neptün’e geldi. Yeşil zeytin ve zeytinyağı da hediye getirdi. Bir de Öğretmen Mustafa Koç’un Kuran Mealini getirdi. Bu nedir, dediğimde şöyle cevap verdi. “Bu kitabı el arabasında çöpe giderken bir anda içimden gelen hisle kaptım. Çünkü biz Kemer’de Şair, Ressam Hayri Mumcu’nun komşusuyduk. Savcı Bey, Hayri Mumcu evinde öldükten sonra Ankara’daki ablasının oğlu tek varisine teslim etmişti neyi kaldıysa. Varisi de bütün kalan eşyaları Side çöplüğünde yaktırmıştı. Ancak bazıları evin köşe bucağında bırakılmıştı. Ev sahibi de evini teslim aldığında evi temizlerken tesadüfen bu kitabı bulmuş. Kitabı çöpe atmak için götürürken ondan alıp korudum. On sekiz yıldır bu kitap benim evimdeydi. Hayri Mumcu’dan kalan kitap olduğunu biliyordum ama kimdir Side de Hayri Mumcu’nun kişisi. Bunu bilmiyordum. Sizin kitaplarınızdan Hayri Mumcu ile bağınızın baba – oğul ilişkisi seviyesinde olduğunu fark edince derhal kitabı size getirdim. Bu emaneti size teslim etmek istiyorum.” dedi.
Evet, beni sevindiren çok önemli bu hatırayı kalbimin içinde, gönlümün derinliklerinde anılarıyla saklayacağım. Hayri Abi ölmeden ev telefonunun üzerine yapıştırdığı notta: “Ben ölünce Halil Yıldırım’ı şu telefondan arayın. O beni yerleştirir. Çünkü o benden sonraki Side’nin Hayri Mumcu’sudur.” yazıyordu. Dolayısıyla savcı beni arayıp bu durumu kayda geçti. Evet on sekiz yıl önce 14 Şubat 2005’te ölen dostum, abim, Şair, Yazar Hayri Mumcu, Side’de Halil Yıldırım diye bilinir anılır olduğumun nedenidir. Bugün yaşadığım bu muhteşem olay unutulmaz anılarımın içinde gönlüme mıh gibi çakıldı. İçimden geçen ilk duyguyla bu değerli karşılaşma anı vesilesi bu gerçeği benden sonra taşıyacak benden bir iz anılmasını sağlayacağım. Tabii ki kitabı çöpten kurtarıp bana getiren kahramanım Hatice Hanım ve kıymetli eşine minnet, saygı, sevgilerimle anılarım içine girdikleri için yürekten teşekkür ediyorum. Gerçeğin özünde daha nice güzellikler içinde sağlıklı, huzurlu, dosdoğru insan değerli yaşamlarına saygı ile şapka çıkarıyorum. Bir insanlık örneği sergilediler. On sekiz yıl tımarlayarak kitabı verecekleri kişiyi özenle arayarak beklediler. Tesadüfen kişiyi bulunca coşkulu sevgiyle, sevinçle, hediyeleriyle layık olduğu kişiye takdim ettiler. Kişilikli öz güven, sevgi de böyledir işte. Karşılıksız sevgidir bunun bir diğer adı.
Para, yat, kat, mülk ihtiyaçtır ama kalıcı değildir. Böyle onurlu, güvenli, öz güvenli sevgi gerçek kalıcı insan değerleridir. Ardında bıraktığın hayat izleridir. Bu, insan geleceğini besleyen gerçek, hayatın içinden akıp gelen insan için kalıcı değerdir. Gerçeğin ışıkları, düşlerin hayal gücü; saf, duru, hisli sezgilerin içindedir. Bunun için akarlı olmaya da ihtiyaç yoktur.
Ne mutlu böyle örnek insanların varlığına…
NeHas Yazar Halil YILDIRIM

You May Also Like

More From Author

+ There are no comments

Add yours