DEVLETLERİN EKONOMİDEKİ ROLÜ ve KEMALİST DEVLETÇİLİK– 5

Paylaşmak Güzeldir..

_Şimdi de macera ve fırsatlar ülkesi Amerika Birleşik Devletleri (ABD)_

***Amerika deyince aklaWashington gelir, New York gelir, Los Angeles gelir; kovboylar,kızılderililer, Reis Oturan Boğa, altına hücum gelir.

Oscar ödül töreni, sinema yıldızları, Marilyn Monroe, Elvis Presley gelir.***

ABD ekonomisinde ayrıntıya girmeye gerek olmadığı düşüncesindeyim. 19.yüzyılın başından beri, emperyalizmin İngiltere’den sonraki ağa babasıdır. Global Emperyalizmin, gazino kapitalizminin(kumarcı kapitalizmin) başoyuncusudur. Bu oyunda Kuzey Yarım Küre, Güney Yarım Küre’yi sömürmekle kalmıyor; emperyalist ve kapitalist emeller yüzünden kirletiliyor, açlık-sefalet artıyor, uyuşturucu ticareti ulusları tehdit ediyor, terör ve savaşlar hiç bitmiyor… Amerikan ekonomisini adeta savaşlar ayakta tutuyor.

Günümüzde ABD ekonomisinde ağır sanayinin etkinliği gittikçe azalmakta, onun yerine bilgi-teknoloji ürünleri, medya ürünleri ve kültürel tahribata yol açabilecek, içinde subluminal mesajlar olan _bilinçaltına mesaj göndererek, insanın zihin ve karar mekanizmasını istediği doğrultuya yönlendirme_ programların ihracatı öne çıkmaktadır. (1)

Liberal ekonominin öncelikli olduğu ABD, gelişmekte olan ülkelere (IMF ve Dünya Bankası kanalı ile) kamu bankalarının özelleştirilmesini önerirken, kendi kamu banka ve finans kurumlarını özelleştirmemiştir. Başkan Bill CLINTON dönemi, ABD’nin ekonomik açıdan en verimli dönemidir. Bütçe fazlalığı mevcuttur. Bu fazlalık 70 milyar doları bulmuştur. Bu bütçe fazlalıkları devlet borçlarının azaltılması ve eğitim standartlarının yükseltilmesi amacıyla harcanmıştır. ABD’nin IMF yönetimindeki oy oranı %17.46’dır.

Baba George BUSH ile başlayıp oğul BUSH ileivme kazananSÖMÜRÜve SAVAŞ KIŞKIRTICILIĞINA bağlı Amerikan ekonomisi; insancıl söylemlerle göreve gelen Başkan Hüseyin Barak OBAMA döneminde de bütün hızıyla insanlığı kan ve gözyaşına garkederek ve özellikle de din-i islam ülkelerinde zulmüne bütün şiddet ve acımasızlığı ile devam etmiştir. Günümüz itibarıyla da büyüyen bir ekonomi değildir.

Dolarını dünyanın dört bir yanındaki ülkelere faize vererek, askeri gücünü de kullanıp milletlerin kaynaklarını sömürerek ekonomisini idame ettirmeye çalışmaktadır…

ABD libero-kapitalist ve emperyalist hedefleri olan bir ülkedir. Bunun yanı sıra, son derece başarılı başkanlık sistemi ile yönetilen özgürlükçü anayasal bir devlettir. Amerikan siyasal sisteminde denetim ve kontrol mekanizmaları çok güçlüdür ve bağımsız hareket ederler. Kurumları ve Amerikan yurttaşları anayasaya, yasalara bağlılıktan asla tereddüt etmezler yani Amerikan yasaları ve kurumları herkese eşit davranırlar. Ayrıca Amerikan devleti uzay çağını başlatmıştır ve bu insanlığın geleceği için çok değerlidir. Bugünün dünyasında sayılı birkaç ülkenin dışında askeri güç, bilim ve teknolojide üstünlük, dil ve kültürel açıdan dünyanın süper gücüdür. Bu haliyle Amerika insanlığın hayranlığını kazanmaya devam etmektedir…

(1) Öymen. O. Geleceği Yakalamak. (Remzi Kitabevi-Haziran.2000)

RAMAZAN AÇIKGÖZ

You May Also Like

More From Author

+ There are no comments

Add yours