1 Şubat 2024 Perşembe rutin bir iş günü Bel Fıtığı rahatsızlığının dışında ufukta görünen ve beliren her hangi bir rahatsızlık yok..
Son 10-15 günlük stresin yüklenmesi olsa gerek çok sevdiğim köyüm Hatıplar’a erken yelken açtım..
Günün normal akışı devam ediyor yemek faslı, televizyon, haberler…”Evde tek başına dizisi misali, önce sırt. Sonra göğüs.. Oda ne kollar birer beton.. Ardından hafif hafif soğuk ter, boşuna 69 yaşına yaşamadığım çok büyük sıkıntı telaş versem yığılıp kalacağım…
Komşularda evde yoklar!..
Ambulans.. Eş dost telefonu silinivermiş hafızamdan.. Bir iki ufak hareket olacak gibi değil.. Büyük bir cesaretle kimlik cüzdanımı ve arabamın anahtarını alıp yola koyuluyorum… Ver elini Manavgat Devlet Hastanesi acil servis her zaman olduğu gibi ana baba günü …
Bendeniz çok kuvvetli bir kalp krizi geçiriyormuşum.. Doktorlar Anjiyo diyor.. Stent diyor.. Antalya Tıp her kafadan bir ses…
Ve ben olanca gücümle cevap veriyorum…
“Ben Anjiyo falan olmam, beni evime gönderin.. Aynı yüksek frekansla doktor cevap veriyor;
“Sen bu şekilde bir saat yaşamazsın. Evet demek ki durum çok ciddi…
Bendeniz yine devreye giriyorum
“Anadolu ya da Akdeniz hastanesini arayın ismimi verin onlar beni alırlar..
Aynen de öyle oluyor Anadolu yeni ismiyle Anatolia Side Ambulansla beni kabul ediyor, Ambulansla ‘da ilk tanışıklığım başlıyor göreli hemşiremiz
“Abi sen gazeteci değil misin ben Nihat Arslan’ın eşiyim “diyor … Evet şans benden yana diye düşünüyorum..
Siren sesinde Side Anatolia hastanesinde acil servisindeyiz..
Ameliyat ekibi.. Narkoz..Hastane bakıcıları.. Hemşireler bir çırpıda Ameliyathanedeyim..
Herşey hazır öncelikle yüreği ile yüz güzelliği aynı renge bürünmüş güven veren bir insan doktor Yunus Emre Okudan sessiz sessiz ve güven verici tonda damar tıkanıklığının ciddiyetini anlatıyor tek tek..
Siz o telaşının içerisinde kendine güven veren işinin ehli bir insanla karşı karşıyasınız..
Ne kadar sürecek.. Ne zaman bitecek belirsiz.. Damarla ilgili işleme başlandı bile sol yanımda hemşire hanım.. Sağ yamacımda Yunus Emre Okudan ayak ucumda narkoz ekibi..
Sürekli doktorun sesini duyuyor ve cevaplıyorum kendisini..
Doktorun moral motivasyon konuşmasına aynı ruh güzelliğiyle cevap verirken birlikte aynı duyguları yaşadığımı anlıyorum..
Tansiyon düştükçe düşüyor..
Nabız aşağılarda sürünüyor.
Gitti gidiyor can hesabı doktorum bana güç depoluyor, ben ona dualarımla destek oluyorum..
İnanın kasığımdaki işlemleri hissediyorum.
Birde güzel insan.. Kendini Hipokrat yeminine adamış
Koskoca bir yürek, tam bir yörük yüreği..
Son kez “geçmiş olsun ağabey inan zorlanmamıza göre çok büyük hasar temizledik” dediğini duydum.
Sonraki süreç Yoğun bakım.
Genç kardeşlerimin sıcak ilişkisi ve desteği.. Hayatım boyunca tüketmediğim suyu her istediğimde koşturan Sinem Özbek hemşire..
Birbirimizi tanımıyoruz.. Ama yürekte bir dostluk birlikteliği var sanki..
Nereden mi? 30 yıllık dostum kardeşim emekli asker ve birlikte tiyatro yaptığımız kardeşim Murat Özbek’in can kızı..
Hastalıkta, kazada, belada..
Var sayalım son yolculukta dost yüreklerin birlikte olması ne kadar güzel sey!..
İyi ki dostlar! İyi ki yaşanası dost yürekler var..
İyi ki ölüme giderken bile konuşabileceğim koca Akdeniz yürekli. Hümanist Torosların Yiğidi doktor Yunus Emre Okudan’ı andım.
Ve ölüme giderken onunla konuşmak nasip olsu. Teşekkürler Yunus Emre Okudan.. Teşekkürler Anatolia Side . Teşekkürler çilekeş ve ömürlerini sağlığa adayan güzel sağlıklı kardeşlerim.
Nazım Hikmet Usta’nın dediği gibi “Yaşamak Güzel şey be kardeşim…”
Teşekkürler yürekleri her daim dostluk ve sağlık için atanlar iyi ki varsınız? Haydi kalin sağlıcakla Herşey yüreğinize göre olsun!
HOPDEDİK
Ölmek mi?
Ölüme inanırım
Eyvallah…
Bu kez ölüme giderken sohbet etmeye de şahit olduk çok şükür!..
+ There are no comments
Add yours